Kitap : Cradle to Cradle

Cradle to Cardle, yakın bir zaman önce okumayı tamamladığım kitap. Yazarları William McDonough ve Michael Braungart. Bu kitap genel olarak şu anki endüstrinin üretim politikalarının nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği üzerine. Kitabın dili İngilizce. İngilizcesi çok sade ve anlaşılır.

Kitabın adı Türkçesi beşikten mezara(from cradle to grave) olan değimden gelmekte. Kitabın adı verilerken bu değim biraz değiştirilmiş ve beşikten beşiğe anlamı verilmek istenmiş.  Kitabın adından da anlaşılacağı gibi kitapta yazarlar ürünlerin nasıl bir mezara gitmeden tekrar üretime hammadde olarak sokulabileceği ile ilgili kafa yormaktalar.

Bu kitap benim için birkaç yönden çok ufuk açıcı ve aydınlatıcı oldu. Biraz bunlardan bahsetmek istiyorum: Öncelikle yaşadığımız dünyadaki problemlerin çözümü geri dönüşümmüş gibi sunulsa da asıl çözüm bu değil. Asıl çözüm daha az tüketmek. Madem çözüm bu değil de niye herkes bundan(geri dönüşümden) bahsediyor derseniz cevap basit kimse daha az kar etmeyi göze alamıyor. Yani kimse(hiçbir şirket)benim ürünümü daha az tüketin demiyor.

Geri dönüştürülmüş ürünlerin kalitesinin düştüğünü biliyordum ama bunun neden olduğu üstünde çok kafa yormamıştım. Bu kitapta yazarlar güzel örneklerle bunu açıklamaktalar. Bu kalite düşüşünün sebebinin ürünlerin geri dönüştürülebilir olarak tasarlanmadığı(nedenlerden sadece biri) olduğunu öğrendiğimde şaşırdım. Basit bir örnek vermek gerekirse bugün kağıtlar geri dönüştürüldüğünde bu sürece kağıtların üzerine yazı yazmak için kullanılan boyalarda dahil olmaktalar. Bu boyaların bir çoğu sağlık için zararlı maddeler içermekte ve bu da geri dönüştürülmüş kağıdın kalitesini önlenemez bir biçimde düşürmekte.

Sanayi için getirilen yasal düzenlemelerin aslında çok kötü bir sistemi daha az kötü yapma çabası olduğunu ilk defa bu kitabı okurken fark ettim. Yani özünde çevre ve insanlık için çok kötü sonuçlar doğurabilecek bir sistemin daha az kötü yapılması çabası. Aynı şeyin Eco-Efficient  (Eko verimli) ürünler içinde geçerli olduğu gerçeğini de yeni fark ettim. Buradaki eko verimlilik de aslında çevreye daha az zarar vermek anlamına gelmekte. Bu da ben çevreyi 100 senede değilde 250 senede yok edeceğim demek bir manada.

Yasal düzenlemelerin genelde ceza olarak uygulanmasının ne kadar yanlış bir yaklaşım olduğuna da vurgu yapılmış. Genelde şirketler bu düzenlemeleri ceza olarak görmekte ve bunun için yapay, problemi çözmeye yönelik değil etrafından dolaşmaya yönelik çözümler üretmekteler. Yani yaratıcı çözümler var olan sistem tarafından engellenmekte.

Şimdi bana o kötü, bu kötü iyi olan ne diye soracaksınız. Bunu da kitabı okuyup görmeniz gerektiğini söylemek zorundayım. Yoksa o kadar çok şey yazmam gerekir ki…

Yazıyı bitirmeden önce kitap da yer verilmiş ve çokça kullanılmış bir örneğe değinmek istiyorum.  Doğada bir meyve ağacı soyunu devam ettirebilmek için ne kadar fazla meyve(Tohum) üretmekte. Her sene bu tohumlardan biri ya da ikisi ya başarılı olur ya da olmaz. Şuan ki üretim felsefemizle bakacak olursak ne kadar büyük bir israf bu değil mi? Ne kadar büyük bir kaynağın boşa harcanması. Acaba gerçek bu mu?

Kitap : Cradle to Cradle” için 4 yorum

  1. Üretim felsefemiz de tüketim felsefemiz de doğal olarak israf dediğin gibi. Değiştirmesi çok güç. Yeterli bilinç oluşamazmış gibi geliyor bana, ki zaten oluşmasını bile engelliyorlardır. Ben de okuyacağım kitabı. Aslında ortak bir proje yapmamız lazım, bilemiyorum ama bir katkımız olmalı. Gerçi kişisel bile katkı yapılabilir. Şu an çalışırken de dönüşebilecek malzemeler elimden geçiyor, kimi zaman çöpe atmak daha kolay geliyor bir yerde biriktirmektense, işin öyle bir yanı da var, neyse. Tam alakalı değil ama, bugün servis beklerken ilkokul 3-4-5 ayarında bir çocuk, 5 kalktı orta 1 demeliyim sanırım, neyse işte o yaşlarda bir çocuk meyve suyunu içti içti, sonra yere attı, ve fırına girdi, olay tam yanımda olmadı ve çocuk giderken farkettim, çok üzüldüm gerçekten, nasıl bu kadar düşüncesiz olabiliyoruz. Akşama eve gidince anneme soracağım okulda çocuklara mutlaka gerekli bilinci veriyor olmalı. Yalnız ben de farkediyorum ki, velileri bile değişiyor her yeni dönemde, yani daha geriliyor, bilinçsizleşiyor, çocukları serbest bırakıyorlar, gelişen teknolojiyle belki de farklı çocuklar meydana geliyor, aileler de bu teknolojinin etkisinde belki. Neyse daha da dallayıp budaklandırmadan, velhasıl çocuk çöpü attı ben de ardından bakakaldım. Wall-E filmi gibi, her yer çöp olunca bile anlayamayacaklar..

    Beğen

  2. Bende bu konularla alakalı bir proje yapmak istiyorum. Aslında son bir iki haftadır bir projem var onun üzerinde düşünüyorum. Bu bir fotoğraf projesi. Daha ciddi projeler düşünebiliriz.

    Liked by 1 kişi

  3. Geri bildirim: 3 Dilek | Mind Wandering

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s