Bir doğum günümde aldığım defterle başlamıştım daha düzenli yazı yazmaya, o dönemde bana güzel gelen sözleri ise defterin arka kısmına yazardım. Birkaç defter bitirdimse de o zamandan beri, şimdi size o ilk defterimdeki sözlerden aktarıp, oluşturduğum bir şarkıyı yazacağım.
Sözlerin büyük çoğunluğu bahsedeceğim şu kitaplarda geçmektedir; Cinsel Aşkın Anatomisi, Neden Aşık Oluruz ve Bir Şeyler Eksik.
İlk iki kitabın yazarı Helen Fisher. Bu videoda kitaplarında bahsettiklerine ilişkin konuşmasını dinleyebilirsiniz.
İlginizi çektiyse kitaplarını da okuyabilirsiniz. Neden Aşık Oluruz kitabı daha hafif, okuyacaksanız önce bunu tercih etmelisiniz. Cinsel Aşkın Anatomisi’nde ise adına benzer şekilde derin bir inceleme yer alıyor, aşk ve duygular, maymunlardan itibaren ele alınıyor ve hormonların işleyişinden de detaylı bahsediliyor. Kimilerinin canını sıkabilir bu derinlik. Yine de sevmediğiniz yerleri geçerek ilginizi çeken bölümleri okuyabilirsiniz.
Bir Şeyler Eksik kitabının yazarı ise Bülent Somay. Bazen yazarı da merak edebiliyor insan, Bülent Somay, Bilgi Üniversitesi’nde ders veren bilge bir kişiymiş. Kısa ve zevkli bir kitap, okumanızı yine tavsiye ederim.
Helen Fisher’ın kitapları kolay bulunamayabiliyor, ilk olarak kütüphaneden alıp okumuştum, daha sonra karşıma çıktıklarında da satın aldım.
Alttaki yazılar kitaptan alınan alıntılardır. Bir kısmını yakın arkadaşlarım dolap yazılarım olarak görmüştür 🙂
Christina Rosetti – Mirage adlı şiirinden
Sessiz kal, sessiz kal kırılan kalbim
Benim suskun kalbim, sessiz ve kırık kal
Hayat ve dünya ve hatta ben kendim, değiştik hepimiz
Bir hayâl uğruna
Mirage, hayâl demek oluyor. Şiirin burada yazmayan ilk kısmında bu hayâlin gerçekçi olmayan bir rüyadan, başarılamayacak bir istekten kaynaklanan bir umut olduğunu görüyoruz. Umut ettiği şey aslında geçici bir rüyaymış. Şiirin tamamını ingilizce olarak okuyabilirsiniz, açıklamaları da mevcut.
Bir keresinde Kadir “üzüldüğümüzle kalıyoruz sonunda” demişti, ben de bundan şarkı olur demiştim o an ona, bilmem hatırlar mı 🙂
Sir Charles Sedley – To Celia adlı şiirinden
Sadece sana bağlandım
Sahip olduğum her düşünceyle
Görmek istediğim tek yüz
Arzuladığım tek kalp, senindir
İşte buna aşk diyoruz sözün özü. Bu şiirin ingilizcesine ise buradan ulaşmak mümkün.
Umudum ne kadar az ise aşkım o kadar ateşlidir – Terence
Özlemekten yoruldum – Li Po
Yaşamak acı olduğunda ölüm bir hazdır – John Dryden
Bu sözleri okuduğumuzda gerçek aşkın büyüklü küçüklü kırıntıları ruhumuzu okşamakta, öyle değil mi ?
Engellenmenin Cazibesi = Romeo Juliet Etkisi ve Odaklanmış İlgi olarak kavramlar tanımlanmış. Aşık Veysel’in dediği gibi “Seversin, kavuşamazsın, aşk olur…”
Bir şeyi sevmemiz için onun ne olduğu bilmemiz gerekir. Arzuda ise durum tam tersinedir. Arzulamak için arzu nesnesinin en azından bir yanıyla karanlık, belirsiz olması şart. Öte yandan sevmeye devam etmemiz için ise hep henüz bilinmeyen, daha bilinecek bir şeylerin kalması gerekir.
Aslında her zaman bilinmeyen şeyler kalmakta; fakat sanırım değerlerini yitirmekteler. Değerlerin hiç yitmemesi daha da artması dileğiyle..
Mutlak tanışıklık, bilinecek bir şeyin kalmadığı hissi, merakın sona ermesi, aşkın ölümüdür. Yalın karanlık, bilginin mutlak yokluğu ise aşkın hiç başlamamasına yol açar. Arzu vardır, ama o arzudan aşk doğmaz; doğsa doğsa ölümcül, yıkıma giden bir tutku/saplantı doğar.
Dizilerde, filmlerde görüyoruz böyle ölümcül saplantıları; fakat aslında bu duyguların tanımlanması için o kadar kısa ki bu öyküler, sonra biz de kendimizi inandırıp gerçek hayatı unutuyoruz, bazen nasıl düşünmemiz ve hissetmemiz gerektiğini bile unutabiliyoruz bence.
Bu yazıların hepsini birleştirerek küçük bir şarkı uydurmasında bulunmuştum, henüz ayarlamaları bitiremediysek de ileride bu şarkının varolmayacağı anlamına gelmiyor. Şimdilik sözlerle bir başlangıç yapalım. İleride Grup Fifi’nin repertuarında yer alması mümkün 🙂
Bu şarkının ismi “Engellenmenin Cazibesi”
Ben sana kocaman kalbimi verdim
Odaklanmış ilgimi verdim
Sonunda üzülen ben oldum
Üzüldüğümle kaldım
Benim suskun kırılan kalbim
Benim sessiz kırılan kalbim
Hayat ve dünya değişti
Bir hayal uğruna değiştik
Yaşamak acıyken ölüm bir hazdı
Umudum azken aşkım ateşli
Arzuladığım kalp senindi
Sadece sana bağlandım
Özlemekten yoruldum
Arzu nesnesi aydınlandı
Mutlak tanışma gerçekleşti
Gizemli birşey kalmadı
Aşkımın ölümü oldu
Engellenmenin cazibesi
Odaklanmış bir ilgi
Ben sana kocaman kalbimi verdim
Odaklanmış ilgimi verdim
Sonunda üzülen ben oldum
Üzüldüğümle kaldım
Yaşamak acıyken ölüm bir hazdı
Umudum azken aşkım ateşli
Umudum kalmadı
Aşkımın ölümü oldu
Gördüğünüz gibi kavramları birbirine katınca şarkımsı bir şey ortaya çıkıyor 🙂
Devamı gelecek..
Aşk, sevgi.. Çok ilginç kavramlar, sonsuz tanımlamalara, betimlemelere sahip olsalar da aslında net bir tanımı yoktur. Kitaplardaki güzel sözleri yazman çok hoş. Bir bakmışsın bazıları birleşmiş şarkı olmuş 🙂 Şarkını hatırlıyorum bu arada, ukelele ile söylediğin klibi vardı değil mi?
BeğenBeğen