Bu sözü duyduğumda doğruluğuna kendimce hak vermiştim. Hatta bana bu sözü eşim okumuştu ve o da aynı düşüncelere sahip olduğundan dolayıdır beni sesli güldürecek bir söz kıvamına gelmişti; çünkü benim de bir kutum vardı.
Birkaç gün geçtikten sonra, bu kutuyu boşaltmanın zamanının geldiğini hissettim, zaten bu konuyu düşünüyordum; fakat bu konunun gerekliliğini bir anda ruhumda hissettim diyebiliriz. Neydi beni bu kutuya vb. kutu kavramlarına bağımlı kılan şey.. Bu yazımda bu konuları çok kısa ele alıp bir sonuca varmadan virgülle bitirmeyi planlıyorum..
Bu spesifik kutuma gelecek olursak, abimden bana miras kaldı diyebiliriz, bazı ıvır zıvırları evlendikten sonra annemin evinde bıraksam da, birçok gereksiz malzememi saklamaya devam ettim. Hep bir gün gerekebilir düşünceleriydi bu kutunun temelinde yatan. Bu temelin yanında da bunları kimseye verememenin ve çöpe gideceği duygusunun da ağır basmasıydı onları bana bağlı kılan.
Bu kadar bağımlılığın yeterli olduğunu düşünerek kutudakilerin çok büyük bir bölümünü boşaltmayı planlıyorum. Ve kutunun yanında da bazı t-shirtlerimi, ayakkabılarımı, kutu oyunlarımı vb. şeyleri de gerek satış, gerek bağış vb. yöntemlerle elden çıkartmayı planlıyorum.
Videoda eşyalara neden bağlı olduğumuzun nedenlerinden bahsedilmektedir. İzlemenizi tavsiye ederim.
Bir yer var biliyorum herşeyi bırakmak mümkün, iyice yaklaştım ve bırakmak istiyorum.