Kitap – Ebeveynlik Üzerine Kitaplar

Bir iki okuduğum şeyi önermek istiyordum, hepsini bir yazı altında toplayıp zamanla güncellesem daha iyi olur dedim ve yazıyorum.

Ebeveynlik diye takılmamak lazım aslında, bu kitaplar insanlara ve kendimize nasıl davranmamız gerektiği, nasıl düşünmemiz gerektiği, zamanla neleri unuttuğumuz konularında da bize yardımcı olabiliyor. Bu sebeple ebeveyn olsun olmasın, özellikle çocuklarla ilişkide olan, ya da büyüklerle de ilişkide olan herkesin bu tarz kitaplar okumasında yarar görüyorum.

Kitap – Yetişin Çocuklar – Selçuk Şirin

Daha önce bu kitap hakkında yazdığım için buraya linki bırakıyorum.

Kitap – Geliştiren Anne Baba – Doğan Cüceloğlu

Bu kitaptan önereceğim aklımda kalan noktalardan biri ebeveyn toplantıları konusu olabilir.

Beni etkileyen ve duygulandıran bir kısımda ise Doğan Cüceloğlu’nun bir etkinlikte küçük bir çocuğu sahneye çıkarıp geleceğini hayal ettirmesi yer alıyordu. Çocuğun gelecek hayalinde günümüzde babasının gerçekleştirmediği sözler yer alıyordu. Sesli kitap olarak dinlediğimden hikâyeyi bulamadım, bulabilirsem alıntı vereceğim.

Kendi Enerjimizi Dolduralım

“Kendini ihmâl etmek kendini sevmekten daha büyük bir günahtır” Shakespeare. Bu sözün demek istediği kavram pek çok kitapta karşımıza çıkıyor. Önce kendimize hayrımızın olması, ailemize ve çocuklarımıza da yardımımızın dokunmasını sağlayacaktır.

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz,ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız,çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu,sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu,uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

Khalil Gibran

Çocuğumuzla Nasıl Sohbet Kuralım

Sakin, güvenen, değer veren bir insan olmanız gerektiğinin farkında olun, aceleci, telaşlı, öfkeliyseniz konuşmaktan uzak durun.

Sohbetinizi çocuğunuzun sezgileri üzerinden kurun. Onun duyguları, deneyimleri ve hisleri üzerinden kurun, kendi deneyimleriniz üzerinden gitmeyin, yönlendirmeyi çocuğa bırakın.

Çocuğunuzu dinlerken verebileceğiniz tüm dikkati verin, etkileşime odaklanın, çocuğunuzun dikkati yerinde değilse zorlamayın, bekleyin.

Kendinizi çocuklarınızın davranışından sorumlu tutmayın, onlar kendi davranışlarının sorumluluğundadır.

Çocuğun sınırlarına, mahremiyet alanlarına saygılı olun. Çocuğun kendi yaşam alanından sorumluluk alması ve sınırlarının bilincine ulaşması önemlidir. Üzülme, yüzünü asma, sabırsızlanma gibi duygularını yönlendirici, denetleyici, bastırıcı sözler söylemeyin. Bırakın nasıl hissettiğinin farkına varsın ve duygularını nasıl yöneteceğine kendisi karar versin. Hemen yardım etmeyin, bırakın sorunu kendisi çözmeye çalışsın. Sizden farklı düşünmesine izin verin. Sormak durumundaysanız ben şöyle düşünüyorum sen nasıl düşünüyorsun gibi sorun.

Çocuğununuz sizden farklı düşünme özgürlüğü olduğunu hiç unutmayın. Niyetiniz çocuğu kalıplamak değil de geliştirmekse farklı düşünmesini teşvik eden bir tavır takının.

Kurduğunuz sohbetin sağlıklı ve başarılı olması için çaba gösterin. Sohbetin sonunda çocuğunuz daha farkında biri olacaktır. Geliştiren anne baba sohbet içinde sürekli şu soruyu canlı tutar. Çocuğuma nasıl bir tanık oluyorum, hedefiniz seçim yapan ve sorumluluğunu alan bir çocuk yetiştirmek olmalıdır.

Soru Sormak

Soru sormanın ve farklı düşünmenin önemi de vurgulanıyor. Farklı düşünen insanların biraraya gelerek gelişimi sağlamasından bahsediliyor. Çocuğumuza bugün okulda öğretmene güzel bir soru sordun mu diye teşvik etmemizde öneri olarak geçiyordu.

Kitap – Çocuklarla El Ele Ebeveynlik – Pam Leo

Bu kitapta sevgiyle ve saygıyla yaklaşım ve birbirini dinlemenin önemi ağırlıklı olarak vurgulanıyor. Lütfen benimle sevdiğin biriymiş gibi konuş diyerek birbirimizi uyarmamız ve geri alıp tamir edip tekrar başlamamız anlatılıyor.

Çocuklarla baş başa geçirilen özel zamanlara isim vermek işimizi kolaylaştırıp bağımızı kuvvetlendirebilir. Çocuğumuzun ismini kullanabiliriz eğlence odaklı bir birliktelik yapacakken. Şimdi yemek zamanı, sonrasında diş fırçalama zamanı ve kitap okuma zamanı geliyor gibi ön bilgilendirme yapıp onları hazırlayabiliriz.

Yapma

Ma demekten vazgeçmek zor olabilir. Çocuğumuz bizi üzen bir davranış yaptığında neyi yapmalarını söylemek zor geldiğinden düşünemeyebiliriz, ve kolay olanı seçip yapma deriz. Hızlı davranmamız gerekirse başka bir sözcük kullanabiliriz, dur, tehlikeli, sıcak, keskin gibi. Yapma desek bile hemen ardından ne yapmalarını istediğimizi söylersek daha iyi olacaktır.

Bağırmak

Bağırmak, en sevgi dolu ebeveynler bile bazen bağırır. Bazıları çocukluklarında kendilerine bağrıldığından ve bağırmaya programlı oldukları için bağırırlar. Bazıları da gerçekten öfkeli olduklarında veya gerildiklerinde bağırırlar. Bağırmak çocukların özgüven ve özdeğer duygularını incitir ve anında bağlantıyı koparır, çocukları korkutur. Kendisine bağrılmış olması kaç ya da dövüş tepkisini doğurur. Bazı çocuklar saldırarak bize geri bağırarak kendini savunur. Bazıları da kaçarak, fiziksel ya da duygusal olarak kaçmaya çalışarak, savunurlar. Çocuklar bizi taklit ederek bizim gibi iletişim kurmayı öğrenir, onlara kasıtlı olarak bağırmamız sonucu bizim zorbalık dediğimiz davranışı öğrenirler. Kasti olmadan bağırmak da kontrolü kaybetmiş olmamızı gösterir. Çocuklara çaresizlik içinde insanlara bağırmanın kabul edilebilir bir davranış olduğunu öğretir.

Bağırdığımızda bizi uyarmaları için çocuklara izin verebiliriz. Geri alıp, özür dilerim sen bağrılmayı hak etmiyorsun deyip tamir işlemine başlayabiliriz.

İkaz

Dikkatli ol yerine ne yapması gerektiğin anlatalım. Parmaklıklara tutun, küçük yavaş adımlar at, iki elini de kullan. Bakkala giderken emniyetli olmak için bisikletini bana nasıl kullanacağını anlat lütfen diyerek, kazan kazan durumuyla yaklaşırız. Hem kendilerini güven altına almalarını kontrol ederiz, hem de bize anlattıklarıyla kendi kendilerini uyarmış olurlar.

  • Hayır demeden önce, ne zaman yapabileceklerini söyleyebiliriz. Yemekten sonra bunu yiyebilirsin gibi.
  • Birşeyi yaparken neden yapması gerektiğini söyleyebiliriz. Ayakkabılarını giymeye ihtiyacın var, böylece dışarı çıkabiliriz.
  • “Tamam mı ?” diyerek onay almak iyi bir yöntem değil, çocuk bunu bir seçim sorusu olarak algılayıp hayır diyebilir.

Seçenekleri çoğaltınca çocuklar rahatlar, mavi fincan mı, kırmızı fincan mı, haşlanmış yumurta mı omlet mi gibi. Akşam yemeğinde ne istediklerini ya da ne yapmak istediklerini sormak onları gerer çok fazla seçenek vardır çünkü. Ne yapacağı konusunda seçenek olmasa bile nasıl yapılacağı konusunda seçenek verebiliriz. Örneğin, doktor iyileşmen için bu ilacı almanı söyledi, içmemek gibi bir seçeneğin yok, şimdi mi içmek istersin 5 dakika sonra mı, mutfakta mı içmek istersin salonda mı, elma suyuyla mı içmek istersin yoksa kaşıkla mı içmek istersin. Ne kadar çok seçim sunarsak çocuk kendini o kadar iyi hisseder.

Çocuklar istemediğimiz şeyler yapıyorsa bu bir yardım çağrısı olabilir. Hoşnut olmadıkları bir durum ya da bir ihtiyaçları olabilir. Bu davranışının nedeni nedir, neye ihtiyacın var diye sorabiliriz.

Şimdilik bu kadar. Benzer kitaplar okudukça güncelleme yapmaya çalışacağım, keyifli okumalar dilerim.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s