Internet teknolojisinin gelişmesi ve yaygın olara kullanılmasıyla birlikte iletişim ve bilgiye erişim hiç olmadığı kadar hızlandı (kolaylaştığını iddia etmiyorum). Günümüzde dakikalar içerisinde dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir olaydan internet sayesinde haberdar olabiliyoruz. Bilgiye erişim hızımızın arttığı nispette doğru bilgiye erişimimizin de zorlaştığını düşünüyorum çünkü internet yanlış ve taraflı bilgilerin de hızlı yayılmasını sağlıyor.
Internet üzerinden haber servisi yapan sayfaların gelir kaynağı reklamlar: kanalı görüntüleyen kullanıcılara bilgiyle birlikte reklamlarlar da gösterilmekte. Internet sayfaları genellikle gösterdikleri reklam sayısıyla orantılı olarak gelir elde etmekte: onlar açısından sayfaya daha fazla kullanıcı çekmek daha fazla gelir anlamına gelmekte. Bu gerçeği bilen sayfa sahipleri kullanıcılara genellikle doğru bilgidense çok tık alacak bilgiyi göstermeyi tercih ediyor. Çoğu zaman da bilgiyi deforme ederek çok tık alacak forma sokuyorlar. Ayrıca, internet sayfaları yeni bilgiyi doğrulamaktansa hemen yayınlamayı tercih ediyorlar çünkü bir bilgiyi ilk yayınlayan sayfa her zaman daha fazla kullanıcı çekmekte ve dolayısıyla daha fazla gelir üretmekte.
Facebook, Youtube ve Twitter gibi sosyal medya sayfaları ilk çıktıklarında önemli iletişim araçları olarak büyük ilgi görmüşlerdi. Gün geçtikçe sosyal medya sayfaları iletişim aracından çok insanlara reklamların gösterildiği mecralara döndüler: örneğin, Youtube kullanıcılarına her zaman daha fazla reklam geliri elde edebileceği videoları önermekte ve bir Youtube kanalı Youtube’un kurallarına aykırı yayın yaparsa videolarına reklam alamamakta ve dolayısıyla gelir kaybetmekte. Ayrıca sosyal medya için içerik üreten kişi ve kuruluşlar reklam gelirlerini artırmayı hedefledikleri için doğru ya da yararlı içerik üretmektense çok tık alacak içerik üretmeyi tercih etmekte. Son olarak, sosyal medyada çok fazla yanlış ve taraflı içerik paylaşılmakta ve bu faydalı içeriklere erişimi zorlaştırmakta.
Internettin öneminin artmasıyla birlikte devletler internette yayınlanan içerikleri doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol etmeye çalışıyor. Internet sayfalarına erişimin yasaklanması ya da trol ordularıyla yanlış ve taraflı bilginin yayınlanması bunun örneklerinden. Devletlerin yanısıra, maddi güç sahibi şirketler ya da kişiler de internette yayılan içerikleri geniş çaplı reklam kampanyaları yaparak kontrol edebilmekte.
Günümüzde internet denince akla Google gelmekte ve Google arama ve haritalama gibi çok kullanılan servisler sunmakta. Google servislerini kullanarak arama yaptığımızda bize aradığımız bilgi yerine reklam verenlerin istedikleri bilgi gösterilmekte. Bu durum kullanıcılarından ödeme talep etmeyen bütün servis sağlayıcıları için geçerli.
Doğru bilgiye erişimi zorlaştıran bir diğer etmense bilgiyi üretenlerin ürettikleri bilgi sayesinde geçimlerini sağlamak zorunda olmaları. Kişiler ya da kuruluşlar geçimlerini ürettikleri bilgi sayesinde kazanmaya başladıkları zaman bilginin kalitesindense geçimlerini sağlamayı garanti altına almayı önceliyorlar. Bunun örneklerini internette, televizyonda ve akademide görmek mümkün.
Son zamanlarda bilgiye çok hızlı erişmenin pek yararlı olmadığını düşünmeye başladım çünkü günümüzde büyük bir bilgi bombardımanına maruz kalmış durumdayız ve bu düşünme kapasitemizi azaltıyor: öğrendiğimiz herhangi bir bilgi üzerinde düşünmeye zamanımız yok çünkü saniyeler içerisinde bir yenisini öğreniyoruz. Ayrıca bilgi bombardımanı kasıtlı olarak insanların düşünebilme yetisini etkisiz hale getirmek için kullanılmakta. Bunu reklamlarda ve televizyon haberlerinde gözlemlemek mümkün: bir ürünle ya da konuyla ilgili tartışma açısından önemli şeylere odaklanmaktansa daha fazla teknik bilgi ya da yeni bilgi sunarak hedef kitlenin düşünme ve karar alma yetileri azaltılmakta.
Kendimizi internetin zararlı etkilerinden korumak istiyorsak bilgi tüketim hızımızı yavaşlatmalı ve tükettiğimiz bilgiler konusunda seçici olmalıyız. Aksi taktirde sınırlı zamanımızı ve enerjimizi israf etmiş oluruz.
Tekrar görüşmek üzere.